Sayfalar

İbrahim Saraçoğlu Vitiligo, KOAH ve bronşite bağlı nefes darlığına yulaf samanı

 

Bronşit ve bronşite bağlı nefes darlığı

Bir tatlı kaşığı dolusu yulaf samanını kaynamakta olan bir bardak suya atınız. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte 5 dakika kaynatınız. Soğuduktan sonra süzünüz. Üç hafta boyunca haftada 2 çay bardağı içilir. Üç haftadan sonra şikâyetin seyrine göre devam edilir. Her içim için yulaf samanı suyunu taze hazırlamak şarttır. Kesinlikle 10 saatten fazla beklemiş yulaf samanı suyunu haricen veya dahilen kullanmayınız.

KOAH ve yulaf samanı

Tıp dilinde, Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı olarak bilinen ve kısaca KOAH olarak adlandırılan bu rahatsızlıkta yulaf samanı kürü yardımcı ve destekleyicidir.

DİKKAT
Yulaf samanı kürünü uygulamadan önce ona karşı alerjiniz olup olmadığına dair test yaptırınız.

DİKKAT 
Kullanılacak yulaf samanının yeşil olarak kurutulmuş olma şartı vardır. Güneş altında sarardıktan sonra toplanmış yulaf samanı amaca uygun değildir.


Halk arasında ala olarak bilinen derideki beyazlanmaya tıp dilinde vitiligo denilmektedir. Hastalık, pigment eksikliğinden kaynaklanır. Bazı bilimadamları sebebin kalıtımsal olabileceğini veya bu rahatsızlığa otoimmün (bağışıklık) sistemin neden olabileceğini savunmaktadır. Özellikle ellerde, kollarda ve yüzde görülen bu deri rahatsızlığı, genital bölgelerde de olabiliyor. Beyazlanmanın olduğu bölgelerde bulunan tüy, saç veya kıllar da dökülebiliyor. Genel bir kural olmasa da, saç derisinde vitiligo varsa, o bölgedeki saçlar da beyazlaşmaktadır.
Ala olarak bilinen bu hastalıkla ilgili yaptığım araştırmalarda yulaf samanının (Avena sativa) iyi bir çözüm getirdiğini gördüm. Önemle vurgulamak istediğim bir nokta şudur: Vitiligo’ya ilk yakalananlar derideki beyazlanmanın veya beyaz lekelerin güneş ışığına çıkarak kaybolacağını (güneş ışığı altında yanarak beyaz bölgelerin koyulaşacağını) zannederler. Bu görüş kesinlikle yanlıştır. Vitiligo’ya karşı hazırlanan kür en etkili sonucu rahatsızlığın görüldüğü ilk yılda verir.

Güneş olumsuz etkiler

Vitiligo, aksine güneş ışığı altında daha hızlı ilerleme, yayılma ve dağılma gösterir. Güneş ışığı özellikle yaz aylarında vitiligo üzerinde olumsuz etki yapar. Eğer, tedavi edilmez ise yaş ilerledikçe de artış ve yayılma gösterir. Ala hastalığı olanlara, öğünlerinde normal beyaz veya kepekli ekmek yerine mısır ekmeği tüketimini alışkanlık haline getirmelerini tavsiye ederim. Çünkü, mısır ununda, ala hastalığını önleyici birkaç tane etkin madde bulunmaktadır. Hatta, hamur tatlılarının yapımında da normal un yerine mısır ununu kullanmaları önemli bir önleyici destek oluşturmaktadır. Mısır ununun vitiligo üzerinde hem önleyici hem de yayılmasını durdurucu rolü vardır. Vitiligo şikâyeti olanların kahve tüketiminde ölçülü olmaları gerekir. Bronşit ve bronşite bağlı nefes darlığı şikâyetlerinde yulaf samanının gücü mükemmeldir diyebilirim. Çoğu zaman yulaf samanını bulmak zordur. Bundan dolayı buğday veya arpa samanı ile aynı sonucu almak mümkün mü diye sorular soruluyor. Ne yazık ki, yulaf samanının yerini, bilinen hiçbir saman dolduramaz.
Yulaf samanındaki scopoletin, içeriğindeki en önemli etkin maddelerden bir tanesidir. Scopoletin aynı zamanda antibacterial (bakteri yok edici), antiinflammatory (inflamasyona - iltihap- karşı), antiseptic (antiseptik), bronchorelaxant (bronş rahatlatıcı), antiasthmatic (astıma karşı), antibronchoconstrictor (bronş açıcı, bronş gevşetici), cancer preventive (kanser önleyici) özelliklere de sahiptir. Scopoletin’in bütün bu özelliklerini destekleyen, işlevini artıran en az beş tane yardımcı etkin madde daha vardır. Örneğin, yulafın içerdiği proline ve pyridoxine maddeleri de antiasthmatic (astıma karşı) özelliği olan maddelerdir. Scopoletin etkin maddesi havuçta, dolmalık biberde ve kerevizde yeterli miktarda bulunmaktadır. Ancak yulaf samanındaki kadar fonksiyonel ve de etkin değildir. Yulaf samanının bronşit ve bronşite bağlı nefes darlığı şikâyetlerinde nasıl kullanılacağı günün küründe verilmiştir.

Ala (vitiligo) hastalığına karşı

Üç tutam (yaklaşık 15 gram) yulaf samanını kaynamakta olan 1 litre suyun içine atınız. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte 3 dakika kaynatınız. Ilıdıktan sonra süzünüz. Lekelerin olduğu bölgeye en az 5 dakika uygulayınız (pamuk kullanabilirsiniz). Parmak uçlarınızla lekelerin olduğu bölgeleri hafif hafif bastırmadan yarım dakika oğuşturunuz. Daha sonra tekrar 5 dakika etki ettiriniz. 5 dakikalık etki ettirme süresi tamamlandıktan sonra en az 2 saat ellerinizi yıkamayınız. Bu işleme lekeler kaybolana kadar haftada 3 kez devam ediniz. Tüm bu işlemlere başlamadan önce ellerinizi 2-3 dakika ılık suyun içerisinde yumuşatmanız daha etkili olur. Kesinlikle kullanılmış olan yulaf samanı suyunu ertesi ve daha sonraki günler için kullanmayınız. Her defasında taze olarak hazırlanması ve kullanılması gerekir. Yulaf samanı suyunu hazırladıktan, süzdükten ve ılıdıktan hemen sonra uygulayınız. Yulaf samanı suyunu bir kaba alıp ellerinizide 5 dakika daldırabilirsiniz. Hazırlanan yulaf samanı suyunun, üzerinden 10 saat geçtikten sonra haricen veya dahilen hiçbir şekilde kullanılmaması gerekir.



Yulaf samanı demir, potasyum ve fosfor deposudur

Yulaf samanı yapraklarında bulunan demir ve potasyum, başka hiçbir tahıl grubunun yapraklarında böylesine zengin değildir. Yaprakları adeta potasyum ve demir deposudur. Anemi ve kalpte ritim bozukluğu şikâyeti olanlar için yulaf samanı kürü mükemmel bir destekleyicidir. Şüphesiz ki, içerdiği potasyum ve demir yetiştiği bölgenin iklim şartlarına ve toprağın kimyasına bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Yulaf samanı yaprakları en az 100 ppm ile 1200 ppm arasında değişen oranda demir içermektedir. Potasyum için ise 1 600 ppm ile 80 bin ppm arasında değişkenlik gösterebilmektedir. Yulaf samanı bitkisinin içerdiği demir ve potasyumdan faydalanabilmek için yapraklarının toplanır toplanmaz belli bir sıcaklıkta hemen işlem görmesi gerekir. Aksi taktirde küründen yeteri derecede faydalanmak mümkün değildir. Bunun nedenlerinden biri yapraklarının içerdiği coumarin maddesinden kaynaklanmaktadır.

Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.

Kaynak



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder